Orijinal Adı: Daughter of Smoke and Bone
Yazar: Laını Taylor
Çeviri: Uğur Mehter
Yayın Evi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 435
Puanım: 4/5
"Bir zamanlar, şeytanın ininde yerde tüylerle oynayan küçük ve masum bir kızdı. O artık masum değil..."
Herkese tekrardan merhaba, biliyorum kitap yorumu yapmayalı çook uzun bir zaman oldu . Ama artık buradayım ve bugünde Duman ve Kemiğin Kızını inceleyeceğiz. Kitabın arka kapak yazısı yoktu yani yukarıda yazdığım yazı dışında o yüzden direkt yorumunu yapacağım.
Yorumum:
Ben bu kitabı sanırsam iki günde okumuş ve bitirmiştim. Ve gerçekten sevdim yani ilk başlarda Karou'yu psikolojik rahatsızlıkları olan bir kız falan sanmıştım fakat kesinlikle öyle değil. Emin olabilirsiniz tecrübeyle sabittir. Önce konusundan başlayalım Karou küçüklüğünden beri onu büyüten Kimeralar ile birlikte kalır fakat genç bir kız olduktan sonra kendi evine taşınıyor. Onu büyüten Kimeralardan başka kimseyi tanımıyor bu hayatta ve aileside yok, ailesi olarak benimsediği kişilerde Kimeralar. Şimdi diyeceksiniz ki hoş güzel anlatıyorsun da yahu bu Kimeralar kim? Kimeralar; Tek bir vücuttta çeşitli canlıların uzuvlarına sahip yaratık veya canavarlara denir. Fakat onlar kendilerine canavar denmesinden pek hoşlanmıyor benden demesi. Her neyse bu Kimeralar başka bir yer dediği bir yerde yaşıyorlar ve orası gerçekten de başka bir yer. Bu başka yere gidebilmek için dünyanın her yerinde farklı geçit kapıları var ve Karou da bu kapıları kullanıyor. Fakat geçit kapıları sadece içeriden açıldığında başka bir yere açılıyor. Gelelim Kimeraları tanıtmaya sanırım bu uzun bir yazı olacak çünkü o kadar çoook karakter var ki. İlk önce Brimstone dan başlayalım, Karou onu neredeyse babası kadar çok seviyor. Fakat sevmediği bir şey var ki o da Brimstone'nun ona verdiği ayak işleri, diş toplamak. Bunu yapmak için şehir şehir hatta ülke ülke dolaşıp diş tacirleri ile konuşuyor dişler için açık arttırmalara giriyor.(Bu arada demeyi unuttum geçit kapıları başka ülke ve şehirlere gidebilmek için de kullanılıyor.) Fakat bu işi neden yapıyor dişleri ne için topluyor asla bilmiyor Karou. Tek bildiği ailesi olarak tanımladığı ve onu büyüten Kimeraları sevdiği ve de bu işi yapması gerektiği. Bir de tahmin edersiniz ki bu hikayede kötü karakter çok. İlk başta neredeyse 100 yıldır düşman oldukları melekler-ama hepsi kötü değil- sonra ise kendi kabilelerinde ki Kimeralar. Hikayenin dönüm noktasına gelirsek-yoksa bu yazı bitmeyecek- Karou her zaman ki işlerinden birinde iken bir melekle karşılaşıyor ve aslında gerçek kimliğini bilmediğini hatta aslında hiç bir şey bilmediğini anlıyor. Olaylar buradan sonra daha da karışıyor ve siz kitabı bitirip kapattığınızda hadi canım yok artık o kadar da olamaz diye şaşıp kalıyorsunuz. Yazarın dili güzeldi ben sıkılmadım fakat bazı anlamadığım noktalar oldu tabii çünkü distopya okurum fakat ilk defa böylesine bir fantastik distopya okudum diyebilirim. İlk kitap gerçekten çok güzeldi ben şuan ikincisini okuyorum onuda bitirmeme az kaldı daha dün başlamama rağmen hemde :) Bu seriyi cidden sevdim. Serinin diğer kitaplarının resimlerini yabancı baskısıyla beraber aşağıya koyarım bir dahaki yayında görüşmek üzere hoşçakalın!
Ben bu kitabı sanırsam iki günde okumuş ve bitirmiştim. Ve gerçekten sevdim yani ilk başlarda Karou'yu psikolojik rahatsızlıkları olan bir kız falan sanmıştım fakat kesinlikle öyle değil. Emin olabilirsiniz tecrübeyle sabittir. Önce konusundan başlayalım Karou küçüklüğünden beri onu büyüten Kimeralar ile birlikte kalır fakat genç bir kız olduktan sonra kendi evine taşınıyor. Onu büyüten Kimeralardan başka kimseyi tanımıyor bu hayatta ve aileside yok, ailesi olarak benimsediği kişilerde Kimeralar. Şimdi diyeceksiniz ki hoş güzel anlatıyorsun da yahu bu Kimeralar kim? Kimeralar; Tek bir vücuttta çeşitli canlıların uzuvlarına sahip yaratık veya canavarlara denir. Fakat onlar kendilerine canavar denmesinden pek hoşlanmıyor benden demesi. Her neyse bu Kimeralar başka bir yer dediği bir yerde yaşıyorlar ve orası gerçekten de başka bir yer. Bu başka yere gidebilmek için dünyanın her yerinde farklı geçit kapıları var ve Karou da bu kapıları kullanıyor. Fakat geçit kapıları sadece içeriden açıldığında başka bir yere açılıyor. Gelelim Kimeraları tanıtmaya sanırım bu uzun bir yazı olacak çünkü o kadar çoook karakter var ki. İlk önce Brimstone dan başlayalım, Karou onu neredeyse babası kadar çok seviyor. Fakat sevmediği bir şey var ki o da Brimstone'nun ona verdiği ayak işleri, diş toplamak. Bunu yapmak için şehir şehir hatta ülke ülke dolaşıp diş tacirleri ile konuşuyor dişler için açık arttırmalara giriyor.(Bu arada demeyi unuttum geçit kapıları başka ülke ve şehirlere gidebilmek için de kullanılıyor.) Fakat bu işi neden yapıyor dişleri ne için topluyor asla bilmiyor Karou. Tek bildiği ailesi olarak tanımladığı ve onu büyüten Kimeraları sevdiği ve de bu işi yapması gerektiği. Bir de tahmin edersiniz ki bu hikayede kötü karakter çok. İlk başta neredeyse 100 yıldır düşman oldukları melekler-ama hepsi kötü değil- sonra ise kendi kabilelerinde ki Kimeralar. Hikayenin dönüm noktasına gelirsek-yoksa bu yazı bitmeyecek- Karou her zaman ki işlerinden birinde iken bir melekle karşılaşıyor ve aslında gerçek kimliğini bilmediğini hatta aslında hiç bir şey bilmediğini anlıyor. Olaylar buradan sonra daha da karışıyor ve siz kitabı bitirip kapattığınızda hadi canım yok artık o kadar da olamaz diye şaşıp kalıyorsunuz. Yazarın dili güzeldi ben sıkılmadım fakat bazı anlamadığım noktalar oldu tabii çünkü distopya okurum fakat ilk defa böylesine bir fantastik distopya okudum diyebilirim. İlk kitap gerçekten çok güzeldi ben şuan ikincisini okuyorum onuda bitirmeme az kaldı daha dün başlamama rağmen hemde :) Bu seriyi cidden sevdim. Serinin diğer kitaplarının resimlerini yabancı baskısıyla beraber aşağıya koyarım bir dahaki yayında görüşmek üzere hoşçakalın!
İkinci Ve Üçüncü Kitapları. |
Yabancı basımdaki kapakları. |
Yorumlar
Yorum Gönder